2019-2020 İnsan ve Yönetim Komisyonu Hatıratı

Hamilik okulu uzun soluklu bir yolculuk, sürekli ileriye gitmeye çalıştığımız ve okuldan sonraki hayata hazırlandığımız. İnsan ve yönetim komisyonu (hepimizin bildiği adıyla İYK) hamilik okulu öğrencilerinin iş hayatına başlamadan önceki son durakları olduğu için bu sene itibariyle bu dönemde iş hayatının çeşitli alanlardaki yönetim kabiliyetlerine dair derslere ağırlık vermek istedik. Çünkü; hepimiz biliyoruz ki iş hayatı her ne alanda olursa olsun aslında bir nevi ilişki yürütme sanatıdır. Yönetim derken aklınızda sadece alt üst ilişkisinin canlanmamasını özellikle rica ederiz. Çünkü; iş arkadaşlarımızla olan sürecimiz bile bir ilişki yönetimidir. Peki dünya deli gibi dijitalleşirken daha doğrusu artık bu düzene mecbur kalmışken biz hangi konulara mı ağırlık verdik?

  • Mesleğe başladıkları dönemde karşılaşabilecekleri problemlerin çözümü,
  • En kritik anlardaki kriz yönetimine,
  • Doğru yerde mutlu bir iş yaşamı sürmeleri için Kariyer planlama
  • Malumunuz üzere dijital dünyada olmayan yok o nedenke dijitalleşme
  • Etkin ve etkili karar verme,
  • Her ne olursak olalım, ne iş yaparsak yapalım asla unutmamız gereken insan ahlakı. Neden mesleki ahlakı değil? Bu konuyu meslek ahlakı olarak sınırlamayı doğru bulmadığımızı bilmenizi de isteriz. Çünkü ahlak bir bütündür. İş hayatında ve özel hayatta ayrım göstermemelidir. ( Çaktırmadan ince bir ayar da verdiğimizi düşünüyorum 🙂  )

Dile kolay bir sene boyunda birlikte 18 hafta geçirdik. Kah üzüldük, kah düşündük, bazen durduk bazen durmak da gerekir. Bazen de gaza bastık. Peki kimleri mi ağırladık? Neler mi yaptık?

  • Kahvaltının mutlulukla alakası olmalı diyen Cemal Süreya’ya bir selam çakıp dönemin ilk gününde güzel bir kahvaltı organize ettik. Menemen konusunda Vedat Milor tavsiyesiyle soğana evet diyerek bir sıcak çayda birbirimizi ağırladık.
  • Her ne yaparsanız yapın insanlığın hakkını verin diyen Barbaros Abimizi ağırladık. Bize dünde, bugünde, gelecek de evrenin her yerinde geçerli insanlığı ve bunun hakkını vermeyi anlattı. Üstümüze büyük bir yük yüklese de ona bu hakkı teslim edeceğimize söz verdik.
  • “Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.” Böyle bir beylik lafın altından kalkmak için Raşit Gündoğdu’dan hem tarihimizi dinledik hem de geleceğimizi.
  • Dünyanın ardındaki gerçeği sorguladığımız ve hayata katılmanın felsefesini öğrendiğimiz bir günde Temel Hazıroğlu ile beraberdik. Bize her görünün ardındaki hakikati bulmamız gerektiği konusunda bir salık verdi. Ve bizleri adeta bir Sherlock haline getirdi. 🙂
  • Her şey olur da girişimcilik olmaz mı? Girişimcilik dünyasının alfabesi nedir desem? Hepimiz hep bir ağızdan “İş Modeli Canvası” diyoruzdur inşallah. Hasan Sami Bayansar bize bu modelin nasıl kullanılacağını, bize ne fayda sağlayacağını ve kafamızdaki çılgın fikirleri tuvale yerleştirdiğimiz bir atölye gerçekleştirdi.
  • Artık tek bir alanda uzmanlaşan insan figürü kayboluyor. T şekli dediğimiz insan modeli önem kazanırken bu alanda örnek alacağımız Melikşah Utku’yu konuk ettik. Mühendislikten bankacılığa, Gazetecilikten ticarete kendi kariyerinden edindiği ipuçlarını bizlerle paylaştı.
  • Herkes kutunun dışında düşünün derken, bu kutu neresi tam olarak ne düşüneceğiz gerçeği ile yüzleşmek için Rengin Hanım’ı konuk ettik.
  • NASA’da görevli ilk Türk Şener Sancar bize ülkemizden Mars’a uzanan yolculuğunu anlattı. Bize uzaylıları nasıl yöneteceğimizi anlattı demek isterdik ama tabi ki böyle bir şey henüz gerçekleşmedi. Ama eşsiz deneyimi ve anılarıyla hepimizin ilgisini çok çektiğini söyleyebiliriz.
  • İş hayatından akademik hayata geçerek tecrübelerini teorikleştirme çalışmaları yapan Mustafa Şehirli iş hayatında insan değerini anlattı. Müşteri hizmetlerinden, üretime her alanda hem insanla çalıştığımızı hem de insan için çalıştığımızı bizlere anlatarak hepimize farklı bir bakış açısı getirdi.
  • İş arkadaşlarımız robotlar. Esad Doğanlı bize robotlarla nasıl çalışacağını ve öğle yemeğinde makine yağı da servis eden restaurantların listesini verdi. Tabi ki hayır. Ama olsa çok güzel olmaz mıydı? 🙂 Robotların iş hayatındaki çalışma prensiplerini ve hangi amaca hizmet ettiklerini hep beraber öğrenmiş olduk.
  • Ennegram kişilik analizini bilmeyeniniz varsa, öğrenmesini tavsiye ederek, Emrah Akbalaban ile yolunun kesişmesini tavsiye edebiliriz. Bize farklı bir kişilik analiz yöntemi olan Ennegram ile insan ilişkileri yönetimi konusunda rehberlik etti.
  • Eski vs Yeni mi yoksa eski ve yeni mi? Diye bir sorgulama yaşadığımız güzel dersimiz için İrfan Yılmaz’a çok teşekkür ederiz. İş hayatında değişlenleri, yeni nesillere nasıl hazırlandığımızı kendi tecrübeleri doğrultusunda bizlere aktardı.
  • Tabi ki bu dönemi bizimle geçiren 35 güzel insanı da konuk ettik. Bizlere kendilerini anlattılar. Tüm ilişkilerimizin ana damarı aslında kendimizi anlatmak, kendimizi tanıtmak bu nedenle biz de onları konuk ettik ve kendileriniz anlatmalarını istedik. Kah Bursa’ya gittik, kah Antep’e. Hepsinin gözünden bir nebze bakmaya çalıştık hayata ve onları karşılaşacakları dünya ile biraz da olsa tanıştırmaya çalıştık.
  • Sonra malumunuz Corona çıkınca herkes ekran başına dedik ve eğitimlerimizi online’a taşıdık. Bu süreçte bize yardım eden Zoom, Skype gibi materyallere de bir teşekkür edelim tabi ki. 🙂 
  • Bazılarının bir yerlerde hayal ettiği yurtdışında yaşamanın ve çalışmanın gerçeklerini bize Burak Dikmen anlattı. Tüm artıları eksileri masaya yatırdık ve sonunda Tokat ile Berlin’in aslında benzer yerler olduğuna karar kıldık. Ama İstanbul başka tabi. 🙂
  • Hepimiz ahlak diyoruz da neden bazen ahlaki olmayan kararlar veriyoruz? Bu genlerimiz bu beynimiz bizi nerelere sürüklüyor hepsi ve daha fazlasını Ahmet Coşkun’dan dinledik. Siz yine de genleri filan suçlamayın ahlaki kararlar verin.
  • İş hayatındaki ilk durağımız İnsan Kaynakları ve süreçlerini Bahattin Yıldız’dan dinledik. Her değişen nesille değişen işe alım süreçleri, nelerle karşılaşabileceğimizi kavramış olduk.
  • Bu dönemde bir kitap okuduk hep birlikte. ”Adam bir yıl sonrasına hazırlanıyor, ama akşama varmadan öleceğini bilmiyor” diye düşündüm. Diyen Tolstoy’un en doğru karar olacağını düşündük ve İnsan ne ile yaşar? Dedik. Sahi insan ne ile yaşar? Ya da ne için yaşar?

Bu iş gönül işi diyerek yola çıktık. Bu dönemde ortaya yüreklerini koyan 15 rehberimize ve her pazartesini sendrom yaşamadan bize ayıran 35’ten fazla öğrencimize ve iki dönem boyunca bizleri kırmayıp derslerimize katılan, hayattaki en değerli şey olan tecrübelerini, bizimle candan paylaşan konuklarımıza çok teşekkür ederiz.