Keşif ve İnovasyon Komisyonunda bu hafta Kaşiflerin 5 temel özelliğinden sonuncusunu Mustafa Özkan anlattı: Deneyimleme (experimenting). Deney kelimesini duyunca çoğu insanın aklına beyaz yakalı bilim adamlarının labaratuarlarında yaptığı çalışmalar gelse de inovatörler için deney yapmanın deneyimlemenin farklı bir manası var. Onlar merak ederek, hayatın içine girerek dünyadan bir keşif labaratuarı gibi istifade etmektedirler. Böylece yeni fikirler, düşünceler ve ürünler deneyerek ortaya çıkmaktadır. Yani keşfetmektedirler…

Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…

Mevlana Celalettin-i Rumi

Keşif ve İlham Kulübünde 29 Mart’ta Görkem Ihlamur “Bebek Gözüyle Gözlem” isimli sunumunu yaptı. “Bebek gözü ile Müşteri Deneyimi nasıl gözlemlenebilir?” sorusunun cevabını keşfetmeye çalıştık. Peki bebek gözüne neden ihtiyacımız var? Çünkü insanın söyledikleri çoğu zaman hissettiği ve düşündüğü şeyler olmuyor. Gerçekten bunların neler olduğunu anlayabilmek için kabullerimizi yıkmamız, yani bebek gözüyle hiçbir şey bilmiyormuşçasına düşünmemiz gerekiyor.

Tabi tüm bunları konuşmak kolay. Bu yüzden sonraki hafta derste konuştuğumuz şeyleri uygulamak için AVM’lerde Bebek Gözüyle Gözlem yapmaya çalışacağız. Gruplar halinde yapacağımız bu uygulamanın ardından sonraki hafta herkes gözlemlerini sınıfta paylaşacak.

Keşif ve İlham kulübünde 15 Mart’ta yaratıcı çalışmalarımız serisinin bir devamı olan problem çözme yeteneklerimizi ve problemlere olan bakış açımızı vizyonumuzu geliştirmeye yönelik, Merak Kutusu olarak adlandırdığımız bir uygulamayı gerçekleştirdik. Merak kutumuzda hepimizin karşılaşabileceği ve tanımlayabildiği nesnelerin yanında birçoğumuzun daha önce görmediği farklı nesneler de katarak katılımcılarımızın ilk defa karşılaştıkları nesnelere olan yorumlarını da görmüş olduk.

Bu maceracı aktivitenin en güzel yanı ise sonraki aşamalarında bu nesnelerin yaratıcı/faydalı bir biçimde yorumlamaları ve bu yorumlar ile problemlerini çözmeye çalışmalarıydı. Bunun için gruplarımıza daha önce hiç çözülmemiş problemlerimizden seçmelerini ve ellerindeki nesneler ile çağrışımlarda bulunarak bu problemlere çözüm geliştirmelerini bekledik. Sonuçlar şaşırtıcı bir biçimde ilişki yeteneklerimizin nereye geldiğini gösterir nitelikteydi.

Hem keyif aldığımız hem de düşünme şekillerimizi geliştirdiğimiz bu uygulamanın en güzel yanı ise problemlerin çözümünün yanında; somutlaştırılmış nesneler ile ilişkilendirmeler sayesinde ayakları yere basan proje ve çözümler önerilmesini öğrenmemizdi.

Keşif ve İlham Komisyonunda 8 Mart’ta Mustafa Özkan bize Kaşif’in 2. DNA’sını, sorgulamayı, anlattı. Yetişkinler neden soru sormaktan utanıyor; neden az soru soruyoruz; çocukların sorduğu sorularla, yetişkinlerin sorduğu sorular arasında nasıl farklar var; sorduğumuz sorular çözüm bulmamıza yardımcı oluyor mu… gibi “sorular”ın cevabını aradık.

Aslında doğru soru sormanın doğru cevap vermekten çok daha zor ve önemli. Çünkü inovatörlerin ilişkilendirme becerilerinin yanında sorgulama becerilerinin de çok iyi olduğunu görüyoruz. Daha önce insanların hiç sormadıkları şeyleri sorarak büyük değişimlere ve yeniliklere öncülük ediyorlar. Dikkat çekici diğer bir noktaysa bunu basit sorular sorarak yapıyor olmaları:

1. Ne?
2. Sebebi ne?
3. Neden / Neden Değil?
4. Peki ya…?

Keşif ve İlham komisyonunda önceki hafta konuştuğumuz İlişkilendirerek Düşünme konusu ile alakalı uygulama yaptık. Sınıfta oluşturulan gruplara rastgele birer “Şirket” ve birer “Sorun” verildi. Gruplardan şirketleri gibi düşünerek ellerindeki soruna bir çözüm bulmaları istendi.

Apple olarak şemsiyenin unutulması sorununa iBrella’yı, İKEA olarak sefer tasına alternatif olarak Zıpır’ı, Nescafe olarak otobüsteki sıcaklık sorununa “İkisi Bir Arada”’yı, Pegasus olarak kutu içeceklerin hijyen sorununa P-Kutu’sunu, Samsung olarak farklı kuaför deneyimi sunan Virtual Cutting’i, Dominos olarak evdeki eşyaların daha kullanışlı olması için “Dominos Etkisi”’ni ve Twitter olarak damacana pompasının su taşırma sorununa Sakacana’yı konuştuk.

Birbiriyle alakasız görünen sorunlardan ve düşünme biçimlerinden yeni fikirlerin ve çözümlerin nasıl ortaya çıktığını deneyimledik.

Keşif ve İlham Kulübü olarak bu dönemki Kaşifin DNA’sı başlıklı derslerin ilkini gerçekleştirdik. Bu ders dizisinde yer alan konular “The Innovator’s DNA” adlı kitaptan takip ediliyor.

Emre Memiş’in sunumu ile kaşifin ilk özelliği, İlişkilendirme, konusu ele aldık. Dersin başlangıcında ilişkilendirme konusuna girilmeden basit bir uygulama yaptık. Uygulamada öğrencilerden poşet bitki çayı satışlarını arttırmak için fikir önermeleri ve yeni fikirlerini “parfüm” ile ilişkilendirmeleri istendi. Bakalım parfüm ile ilişkilendirilen yeni fikirler, çay satışları arttıracak mı?

İlişkilendirerek düşünme biçimi inovatörlerin en büyük ortak özelliklerinden birisi. Derste bu kişilerden bahsettik ve ilişkilendirme alışkanlığını nasıl kazanabileceğimizi konuştuk.

26 Şubat Perşembe, ilk dersimizle sezonu açtık. Keşif yolculuğu “Sandviç Uygulaması” ile başladı. Bu yıl da birbirinden inovatif sandviçler yapıldı. Her sandviçin bir ismi bir de hikâyesi vardı. Bu hikâyeler anlatıldı. Hep birlikte değerlendirmelerimizi yaptık, sandviçlerimizi yedik ve ilk dersi tamamladık. Tabiki sınıflara yerleştirilmiş gizli uygulamalar hariç; onlara whatsapp’ta gece 12’ye kadar devam etik. Yaklaşık 40 öğrencinin, rehberlerin ve Boğaziçili misafirlerimizin katıldığı keyifli bir ders oldu.