UFUK VE MEDENİYET OKUMALARI

HEDEFİMİZ:     Müslümanların İslamlaşması
SLOGANIMIZ:  İnanmak ve mücadele etmek

        Peki nedir bu Müslümanların İslamlaşması? Zaten İslam denildiğinde Müslümanlar akla gelmez mi? Acaba sadece Müslüman adıyla mı anılıyoruz? İçinde bulunduğumuz acizane  durum mu bize güzel günleri vaad edecek? Ne olduğumuzu ve köklerimizin nereden geldiğini bilmeden, nereye gideceğimizi ve yüzümüzü neye doğru çevirmemiz gerektiğini bilebilir miyiz?

kitap

        Mesleki Bilinç Kulübü olarak bu ay İslam Deklarasyonu kitabının bütün dünya Müslümanlarına vermek istediği mesajları anlamaya ve yorumlamaya çalıştık. Üç başlık altında irdelediğimiz bu kitapta Müslüman halkların geri kalmışlığı, İslami Düzen ve İslami Düzenin bugünkü sorunlarına değindik.

        Kitabın ilk bölümünde Müslümanlar arasında büyük tartışmalara yol açan ve halen bu tartışmaların devam ettiği ve herkesin üzerinde fikirlerini beyan ettiği iki önemli kavramı masaya yatırdık ve bu iki kavramın hem olumlu hem de olumsuz yönlerini tartıştık. Bu iki kavram: Muhafazarlık ve Modernizm. Aliyya İzzetbegoviçin tanımına göre bu kavramların en kısa ve duru tanımı: ‘’Muhafazarlık= Mistisizm, Modernizm= Saf Batıcılık’’.  Eğer bu iki kavramı ortak değerler altında birleştirebilirse, Müslümanların tek safta toplanabileceği öngörülmektedir.

        Kitabın ikinci bölümünde ise İslami düzenin ve bu düzeni yaşayan insanların nasıl olması gerektiğini konusunda fikirlerimizi ve düşüncelerimizi paylaştık ve en ideal İslami Düzenin Bilge Kral’ın şu sözlerinde bulunduğuna karar kıldık: “Hayatı sadece din ve dua ile değil, aynı zamanda çalışma ve bilimle tanzim etmek gerektiğine inanan, dünya tasavvurunda ibadethane ile fabrikanın yan yana olması gerektiğine izin vermekle kalmayıp talep eden, insanları sadece terbiye etmek değil aynı zamanda onların dünyadaki hayatlarını kolaylaştırmak gerektiğini düşünen ve bu iki hedefin birbirine kurban edilmesi için hiçbir sebebin bulunmadığı fikrinde olan kimse, o İslâm’a aittir.”

       Kitabın son bölümünde ise Müslümanların bugünkü sorunlarına sunulan çözümleri idrak etmeye çalıştık. Bütün bu çözümlerin ana başlangıcının Müslümanların birleşmesiyle değil Müslümanların İslam birliği altında birleşmesiyle olanak bulacağını öğrendik. Aynı zamanda İslam düzeninin kapitalizm, sosyalizm ve diğer çeşitli ideolojilerden farklarının neler olduğunu ve olabileceğini tartıştık. Ayrıca İslamın diğer semai dinlerden hangi yönleriyle ayrıldığını ve bu dinlerin ortak değerler ve kavramlar altında birleşmesinin mümkün olup olmayacağı gibi konulara değindik.

      Son olarak yapılan bu tahlil ve kritiklerin sonucunda hacimce küçük fakat manaca ziyadesiyle büyük olan bu kitabın Müslüman adıyla anılan ama aslında Müslüman kimliği taşımayan, kapitalist, sosyalist ya da Batı felsefesinin ve hayatının kuklası olmuş kişilere yazıldığını kanaatine vardık. Böylece yapılan bu düşünce ve fikir paylaşımlarının sonucunda kendimizde ve yaptıklarımızda sorgulamamız gereken yerleri ve noktaları öğrenmiş olduk. Ayrıca olaylara tek ve çerçevesi camına dar gelecek bir pencereden bakmak yerine daha geniş bir pencereden bakma ve daha zengin bir düşünce yapısıyla değerlendirme fırsatı bulduk.